Köpeklerimiz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Köpeklerimiz

Köpeklerimiz
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 HAYVAN HAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
redew1l
Co-Admin
Co-Admin
redew1l


Mesaj Sayısı : 202
Yaş : 28
Nerden : angora
Ruh Hali : HAYVAN HAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ Karizm10
Kayıt tarihi : 12/01/09

HAYVAN HAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ Empty
MesajKonu: HAYVAN HAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ   HAYVAN HAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ Icon_minitimePerş. Ocak 15, 2009 5:20 pm

Konu hayvanlar olunca hemen herkesin söyleyecek bir şeyleri vardır muhakkak. Kimileri köpek fobisinden, ısırılma hikayesinden, kimileri kedilerin nankörlüğünden bahseder. Yada papağanların kaç kelime konuşabildikleri vesaire. Fakat çok azımız, gelişmiş toplumların yakın bir zamana kadar çiftlik hayvanlarını salt tarımsal bir ürün olarak gördüklerini, ve yeni yeni onların hakları ile ilgili düzenlemeleri yaptıklarını biliriz. Bugün hayvan hakları konusunda söz sahibi olan toplumların geçmişte sicillerinin çokta temiz olmadığı anlaşılmaktadır.

İlk “Hayvanları Koruma Derneği” 1825’de İngilizler tarafından kurulmuştur. Türkiye de ise hayvan hakları ile ilgili olarak kurulan ilk dernek, 1955 tarihinde Ankara’da kurulmuştur Dünyada kurulu bulunan Hayvanları Koruma Dernekleri, 1931 yılında toplanarak 4 Ekim gününü "Dünya Hayvan Hakları Günü" olarak kabul etti. 21-23 Eylül 1977'de Uluslararası Hayvan Hakları Birliği ve ona bağlı ulusal birlikler tarafından Londra'da Hayvan Hakları konusunda düzenlenen bir uluslararası toplantıda, "Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi" kabul edildi. Daha sonra, 15 Ekim 1978 tarihinde de Paris'te UNESCO Evi'nde törenle tüm dünyaya duyurulup bir beyanname ilan edildi

1989 yılında Hayvan Hakları Birliği tarafından tekrar düzenlenerek 1990 yılında UNESCO Genel Direktörü'ne sunulmuş ve aynı yıl tüm dünyaya açıklanmıştır.
Türkiye de 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası 2004 yılında eksikte olsa çıkarıldı. Çevre Bakanlığı koordinatörlüğünde hazırlanan metin, Evrensel hayvan hakları bildirgesinin ruhu ile örtüşmekle beraber eksikliklerinin de olduğu görülmektedir.

Hayvan hakları denilince akla ilk gelmesi gereken; ‘’sürdürülebilir bir doğal çevre içinde tüm hayvanların temel yaşam kuralları bozulmadan, sağlıkları korunarak yaşamlarının devamlılığının sağlanması’’ olmalıdır.

Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesinin ilan edilmesinin üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen maalesef değişen bir şey yok. Bu beyannamenin ilk iki maddesi ‘’Bütün hayvanların biyolojik denge kavramı içerisinde varolmak bakımından eşit haklara sahip olduğunu’’ ve ‘’Bütün hayvanların saygı gösterilme hakkına sahip olduğunu’’ anlatmaktadır. Eşitlik kelimesinin çok cimrice kullanıldığı günümüzde hayvanlarda bu cimrilikten nasiplerini almaktalar. Artık duyarlı insanların istediği gıda ve su vermek gibi çok masum fiiller değil. Yada İstenen şey onlara doğal yaşam alanları sağlamak değil. İstenen tek şey onların görüldükleri yerde öldürülmemeleridir. Eşitlik adına hiç olmazsa onların yaşam haklarına saygı gösterilmesi gerekiyor.

Bildirgenin üçüncü maddesi;Hayvanlara kötü muamele edilemeyeceğini veya zalimane davranışlarda bulunulamayacağını, eğer bir hayvanın mücbir sebeplerden dolayı hayatına son verilmesi gerekiyorsa, bunun bir anda, acısız ve korku yaratmaksızın yapılması gerektiğini ve ölü bir hayvana saygıyla davranılmasını ister. Çöplüklerin köpek ölüleriyle dolu olduğu hatta canlı canlı preslendiği bir yerde bu maddeler sanırım kifayetsiz kalmaktadır. Hayvanlara olan sevgimizin (!) somut bir göstergesi olarak zihinlerde yer etmiş bu tür hadiselerin son bulması en büyük temennimiz.
Son dönemlerde Üniversitelerde ve araştırma kurumlarında kullanılan deney hayvanları için etik kurulların oluşturulması son derece sevindirici olup büyük bir açığı doldurmaktadır.

Çoğunlukla vahşi hayvanların hakları ile ilgili düzenlemeleri talep eden dördüncü madde de durum çok iç açıcı değil maalesef. Soyları tükenen yada günden güne tükenme tehlikesi altında bulunan hayvanlar ve bunları koruma altına almadaki zaaflar bir arada düşünüldüğünde bir felakete doğru gidildiği görülmektedir.

Yapılan çalışmalarda ülkemizde Zürafa, Gazel, Hipopotam fosilleri ile Mamut, Fil, Antilop fosilleri bulunmuştur. Yine Anadolu Parsı (Felis Pardus Tulliana), Murat ve Karasu Havzaları’nda yaşayan Yaban Eşeği (Eguus Hemionus Anatoliensis), Doğu Akdeniz’de yaşamış olan Bataklık Baykuşu (Ketupa Zeylonensis, Hitit’lerin kutsal hayvanı Yabani Sığır (Bos Primigenius), Fırat ve Dicle kıyılarında, Maraş, Hatay, Çukurova bölgelerinde yaşamış ve iskeleti K.Maraş Müzesi’nde sergilenen Asya Fili (Elephas Maximus), Amik Gölü’nün kurutulmasıyla Türkiye’de soyları tükenen Yılan Boyun (Anhinga Rufa), Güneydoğu Anadolu’da yaşayan nesli tükendi gözüyle bakılan ancak 2004 kışında Şırnak’ta bir avcının tuzağına düşen Anadolu Kaplanı (Panthera Tigris),Türkiye’nin batısında ve güneyinde rastlanan Çizgili Sırtlan (Hyaena Hyaena), Orta Anadolu’da yaşamış Mezgeldekin (Tetrax Tetrax) nesli tükenmiştir. Nesilleri kaybı ile ilgili çok farklı görüşler sıralanabilir. Fakat insan faktörünün daha fazla sorumlu olduğu bilinen bir gerçektir.

Beşinci madde, Altıncı madde, Onuncu madde ve diğerleri onurlu insanların kendinden daha zayıf canlıları korumalarını yada zarar vermemelerini vaaz ediyor. Yada gündelik hayatta çokça kullandığımız ‘’empati’’ kelimesini hatırlatmak istiyor belki de.
Hayvan haklarının savunulması amacıyla Federal Tarım Bakanlığı önünde çırılçıplak soyunarak kafese giren Alman oyuncu Katie Pfleghar, hayvan haklarının savunulmasını talep etmişti. Sanatçıyı bir kaçık yada eylemini şov olarak görenlerin yanında bu olayı alkışlayanlarda az değildi. Basının da tavrı hayvan hakları duyarlılığımı yoksa ünlülerin çıplak hallerimidir bilinmez, geniş yer ayırmıştı bu olaya.

Doç. Dr. Şükrü ILGAR’ın ‘’ Türkiye de Hayvan Hakları İhlallerine Coğrafi Açıdan Bakış’’ adlı değerli çalışmasında hayvan haklarının mantığı şu şekilde açıklanmıştır. ‘’Hayvan haklarını savunmanın amacı, insan ve hayvanların eşit olmalarını sağlamak değil, hayvanların temel hak ve özgürlüklerini temin etmek, acı ve işkence çekmelerini, özellikle yavrulama zamanı öldürülmelerini, aç kalmalarını engellemek, basit zevkler için doğal ortamlarından koparılmalarını engellemektir. Hayvan haklarına bağlı kalmak, onları sevmek ve onlara karşı acıma duygusu beslemek, bir insanlık görevidir. Hayvanların en çok acı çektiği, insanların zulmüne uğradığı, aç ve sefil kaldığı ülkeler, yeryüzünün geri kalmış ülkeleri olması ise tesadüfi bir olay değildir. Hayvan haklarına saygı çağdaşlığın doğal bir sonucudur. Sorunların ve yanlışlıkların düzeltilmesi, insanların ahlâki normlarda birleşmesi ile mümkün olmaktadır. Dolayısıyla hayvan haklarının korunması için toplumlarda güzel ahlakın yerleşmesi gerekmektedir. Kısacası hayvan haklarını korunması insan hakları ve ahlaki normlar ile doğru orantılıdır.’’

Aslında hayvan hakları ihlalleri ile ilgili olaylarda ve yerlerde, temel insan haklarında da bir zafiyetin olduğu görülmektedir. İnsan haklarının slagonik söyleminin bile sorgulandığı toplumlarda hayvan haklarının yada doğal çevre ile ilgili tespitlerin de çok fazla önemsenmediği görülmektedir. Geçmişinde iş hayvanlarına eziyet etmemeyi, aç susuz bırakmamayı ısrarla tavsiye eden, kuşlar için barınaklar yapan yada göçmen kuşların geçiş güzergahlarına yiyecek bırakacak kadar ince düşünen, kasaplık hayvanların acı çektirilmeden kesilmelerini vurgulayan bir kültürün ve inancın devamı olan insanların temel hayvan haklarına olan duyarsızlığı nasıl açıklanır bilinmez, fakat bu hassasiyet kanunlarla düzenlenmeye çalışılmaktadır. Eksikte olsa bu tür düzenlenmeler yararlı olup günün koşullarına göre güncellenmesi kaçınılmazdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
HAYVAN HAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» kuşların genel özellikleri :D

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Köpeklerimiz :: Köpeklerimiz :: Veteriner Tavsiyeleri-
Buraya geçin: